Feto'ya ait yayınların etkili olduğu dönemlerde yapılan algıları hatırlarsınız..
Bu güruh, hangi konuda problemli ise, karşısında olduklarına aynı mevzularla ilgili iftiralar atarak itham ediyorlardı..
Mesela: Erdoğan ve bazı Ak Parti'li yöneticilerin muta nikahı yaptığı iftirasını atmışlardı.. Sonrasında örgüt içinde organize edilmiş tuhaf bir nikahlanma sisteminin olduğu ve bir çok örgüt idarecisinin, başka kadınlarla gizli nikahlandığı yapılan itiraflarla ortaya çıktı..
Erdoğan'ı, para, yolsuzluk, hırsızlık gibi konularda sıkıştırmaya çalışan bu kirli yapının, insanlardan, talebelere ve yoksullara yardım adı altında topladıkları himmet paralarıyla, kendilerine ekstra lüks bir hayat kurduklarını görmek isteyenler, emekli bir vaizin Amerika'da, 400 küsur dönümlük arazide ki devasa çiftliğine bakabilirler.. Afrika da kuyu açacağız diye insanların merhamet duygularını istismar edip, milyonları ceplerine indirip, aynı kuyunun önünde, kuyu parasını veren yüzlerce farklı insanın isimleriyle poz verip resimleri hayır sahiplerine gönderdiklerini hepimiz gördük bildik öğrendik..
Bu taktik, geleneksel bir yöntem olmalı.. Bugün baktığımızda, yine bu zamana kadar memleketin hayrına bir çivi dahi çakmamış olanların, yapılan en muazzam hizmetler hangisi ise, en çok o hizmeti karalamaya çalıştıklarını görüyoruz..
İnsanlar, ortaya konulan mevzuları, bütün yönleriyle araştırmaya her zaman imkan bulamadığı için, çoğu zaman maalesef bu yalan yanlış iddialara inanıp hataya düşüyor..
Bir iki icraat ile örneklendirmek gerekirse Osmangazi Köprüsü mevzusuna değinebiliriz..
Orta açıklığı 1550 metre ve toplam uzunluğu 2682 metre olan dünyanın dördüncü en uzun açıklıklı asma köprüsü.. 39 ay süren bir çalışmayla ve 8 bin işçinin emeği ile yapılan bu muazzam köprü, körfez geçişini 90 kilometreden 12 kilometreye düşürdü..
Proje açıklanır açıklanmaz karşıt görüş beyan edenler bugün dahil bir sürü yalan yanlış bilgilerle bu muazzam icraati karalamaya çalışıyorlar.. "efenim görüyorsunuz işte, boğaziçi köprüsünden 8 liraya geçiyoruz osmangazi köprüsünden 70 liraya"
Oysa Boğaziçi köprüsünün ne kadar kredi çekilerek yapıldığından, o dönemde Ağrı'da hayatında deniz görmemiş amcamıza bile bu köprünün parasının ödettirildiğinden bahseden kimseyi göremezsiniz..
İstanbul'dan ta İzmir'e kadar uzanan bir projenin ilk ayağı olan Osmangazi Köprüsü, yaptırıldığı firmaya 40 bin araç geçişi taahhütü verildi.. Daha ilk günden başladılar araçları saymaya "bakın işte günlük 10 bin araç bile geçmiyor" diye aynı usül aynı tarz.. Oysa bugün daha yolun İzmir'e uzanan kısmı tamamlanmadığı halde günlük 30 binin üzerinde araç geçiyor..
Bu ve benzeri projelerin yap işlet devret modeli ile yapıldığını ve bu sayede devletin böyle mega projeler için bir bütçe ayırmak zorunda kalmadığından, Köprüyü kullanmayanların Dilovası'ndan başlayıp Yalova'ya kadar yaklaşık 10 ilçeden geçmek zorunda kalacağından söz eden yok..
Mevzuyu Binali Yıldırım "En pahalı hizmet, olmayan hizmettir" demekle ne de güzel özetlemişti..
Yapılan yatırımlar, elde edilen kazanımlarla ilgi birçok örnek var..
Dikkati çekmek istediğim şu ki en en çok üzerini karalamaya çalıştıkları icraatler, aslında en ziyade başarılı olunan mevzular..
Mesela tarım ve hayvancılık konusunda ne kadar kara propaganda yapıldığını görüyoruz.. "yavvf güzelim memlekette tarımı ve hayvancılığı bitirdiler beee" şeklinde konuşan kahve ağızlı aydınlarımız konuşadursun, gelin TUİK verileri üzerinden birkaç örnekle nereden nere gelindiğinde bakalım..
Büyükbaş hayvan sayısı;
2002'de 9 milyon 924 bin iken
2017'de 16 milyon 100 bine ulaşmış.
Küçükbaş hayvan sayısı;
2002'de 31 milyon 950 bin iken,
2017'de 44 milyon 312 bine ulaşmış.
Süt üretimi;
2002'de 8 milyon 400 bin ton iken,
2017'de 20 milyon 700 bin tona ulaşmış.
Et üretimi;
2002'de 420 bin 540 ton iken,
2017'de 1 milyon 126 bin tona ulaşmış..
2002'den önceki 20 yıl içinde bu şekilde bir büyüme olsaydı bugün tarım ve hayvancılıkda dünya da ilk dörde girebilirdik..
Ekonomide özellikle dünyanın en hızlı büyüyen ülkeri sıralamasında ilk sıralara girdiğimiz şu son süreçte, ekonomimizi baltalamaya yönelik operasyonları hep birlikte görüyoruz..
Tanap gibi muazzam projeler, hastaneler, yollar, tüneller, köprüler, yerli sanayileşme de %25'lerden, %65'lere çıkmayla beraber yerli savunma silahlarını üretip, ihraç edecek seviyeye gelmeyi, neredeyse kötüye doğru bir gidişmiş gibi gösteren bir muhalefet ve garip bir medya var maalesef..
Şu anda bu yazıyı kaleme aldığım sırada bile 14,3 kilometre ile Türkiye'nin en uzun, dünyanın 2'nci uzun çift tüplü kara yolu tüneli olan ve Türkiye'nin 138 yıllık hayali olan Ovit Tüneli ulaşıma açıldı.. 1880'den beri hayali kurulan, konuşulan bir proje..
İşin en sevindirici tarafı ise, logar deliğinden kafasını uzatıp temizlikten hijyenden dem vuranlara prim vermeyen, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, ayırabilecek izana, şuura, basirete sahip bir halkımız var..
Ve bu millet yine en doğru kararı verecektir inşaallah..
Yorum yazarak Kocaeli Fikir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Fikir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Fikir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Fikir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Fikir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Fikir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Fikir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Fikir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Çoban - HZ. Ömer ve Kurtlar
Dağda koyun otlatmakta olan bir çoban vardı. Çoban senelerin çobanı, her kötülükten emin vaziyette koyunlarını güdüyor ve koyunlara da hakikaten hiçbir zarar gelmiyordu. Çoban Allah'ına bağlı son derece de müttaki bir kişi idi. Bir gün koyunlardan birini kurt kaptığını görünce çoban feryatı basıp ağlamaya başladı.
Yanındakiler:
— Bu kadar ağlamana ne gerek var, kurt bir koyun kapmış, diğerleri duruyor ya, diyerek çobanı teselli etmek istediler.
Çoban:
— Ben dedi, koyunumun gittiğine ağlıyor değilim, ben Hazreti Ömer öldü de, O'na ağlıyorum, dedi.
Nereden bildin Hazreti Ömer'in öldüğünü, diyenlere şu cevabı verdi:
Nasıl bilmem? O sağken kurtlar, değil koyunları parçalamak, koyunlarıma yan bile bakamıyorlardı.
Biraz sonra hakikaten Hazreti Ömer'in öldüğü haberi duyulunca çobanın ne kadar haklı olduğu anlaşıldı.
Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma; (bunların dışında kalırsan) helâk olursun. Hadis-i Şerif
Yasin Ceylan - Güzel bir analiz olmuş Mesut kardeş.Tebrik ederim.
Yazılan yorumlardan Kocaeli Fikir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Fikir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Fikir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.