"Koroyu öldürerek başlayacağım işe.
Öyküyü anlatmaya devam etmesinler.
Tarihin akışını durdurmak, dramadan dışarı çıkmak istiyorum. Zamanın akışına, dünyanın kaderine hükmetmek."
***
Kardeşini,
Çocuklarını,
Aldatan kocasının metresini öldürmüş,
Ataerkil toplumların, ataerkil bakış açısının gözlerini pörtleten
Dünya döndükçe hikayesi anlatılagelmeye devam edecek
Zamansız kadın Medea…
Kimine göre ‘’kendi kardeşini kesip parçalarını yol üstüne serpen, ondan da öte kendi karnından doğmuş çocukları öldürüp babalarının önüne seren’’ ilkel bir karakter; kimine göreyse ‘’seven ve hor görülen, özverisi karşılıksız kalan, yabancılık, itilmişlik, kıskançlık duyan bir kadın Medea.*
Peki hangisi gerçek?
Öfkesini sönümlendirmek, kocasından intikam almak için gözünü karartan, aşkın delirttiği, kardeş ve evlat katili büyücü kadın mı?
Yoksa bir göçmen olarak, bir kadın olarak varlığı ve yaptıklarıyla yabancı görülen, aşağılanan; kendi yolunu çizmek isteyen, ayak uydurmayan, ona söylenenin dışında hareket eden, gururlu tavrıyla toplum içinde alışılagelmiş ya da alışılageldirilen kadın figürüyle bağdaşmadığı için öcü gibi görülen, suçlu yaftası yiyen, ötekileştirilen ve yalnızlaştırılan kadın mı?
***
Bunun cevabı net: Cevap sizsiniz. Cevap biziz. Cevap toplum.
Cevap baktığın yer. Cevap gözlerin. Cevap beynin.
Ahlak gökten zembille inmiyor. Ahlakın tanımını kimler yapıyor? Ahlakın repliklerini kimler yazıyor?
Ahlakı şekillendiren, değiştiren, var eden ya da ortadan kaldıran biziz, toplum.
Bugün baktığımızda bütün dünya toplumlarında kendi yaşadığı gibi yaşamayan insanları kendi ahlaki sınırlarının içine çekip hapsetmeye çalışmalar, etiketlendirmeler, yargılamalar, dayatmalar kol geziyor…
***
Herkesin vicdanı, içselleştirdiği değerler ışığında biçimlendirdiği ahlak anlayışının ötesinde ataerkil toplumların öğretilerini sünger gibi çekmiş, kadına ve kadın bedenine indirgenmiş, zaman ve mekan tanımayan bir ahlak anlayışı var.
Bu anlayışa göre ataerkil toplumun biçtiği rolü veya rolleri reddeden kadın; kötülük getiren, felaket doğuran, yoldan çıkmış kadın olarak etiketlendirilip seçimleri suçlanır, üzerinde hakimiyet kurulamadığı için ötekileştirilerek yalnızlaşmaya mahkum edilir.
Bugün tüm benliğiyle ‘’Ben buradayım. Ve kendi istediğim gibi yaşamak istiyorum. Bana reva görülen, bana biçilen kadere boyun eğmiyorum. Ve hayatıma bu yoldan devam edeceğim.’’ diyen kadın ahlak sorgulamasıyla karşı karşıya kalıyor.
Sorun tam da ahlakın kadın üzerinden sorgulanması gafletinde.
Erkek egemen toplumda kadın hep bir aykırı, hep bir eksik, hep bir yanlış…
***
Medea, her şeye rağmen ben varım ve devam edeceğim diyebilme cesaretini gösteren, duruşundan ödün vermeyen güçlü bir kadın…
İlk kez MÖ 432’de sahnelenen Euripides’in Medea’sı, tragedyalar arasında kadın, öfke, intikam, erdem, ahlak gibi kavramları zamanına göre cesur ve farklı bir yaklaşımla ele alması ve bugün dahi bizi kendimizi sorgulatmaya itmeyi başarabilmesiyle önemli bir yere sahip.
Medea, başka bir coğrafyadan, başka bir kültürden gelen bir kadın, bir göçmen. Uğruna ailesine rest çekip birlikte Gürcistan’dan Yunanistan’a geldiği kocası İason, bir süre sonra ona iki oğul vermiş olan Medea’dan bıkar, Kral Kreon’un kızı ile evlenmeye karar verir. Medea’ya çocuklarını alıp gitmesi emredilir.
Böyle bir durumda Medea ne yapacaktır? Boyun eğip gidecek midir? Tepki mi gösterecektir? Bütün trajik kahramanlar gibi baş mı kaldıracaktır? Başkaldıracaksa, bunu nasıl yapacaktır? Yapacaklarının sonucuna katlanabilecek midir?
***
Medea, bütün trajik kahramanlar gibi, “çıkışsız” bir hale gelir. Onuru incinmiş bir halde tamamen yalnız kalır.
Daha önce, Kral Kreon’u, onun kızını ve İason’u öldürmeyi düşünürken, İason’a daha çok acı çektirmek için, çocuklarını öldürmeye yoluna gider. Bütün öfkesine rağmen bir anne olarak duygusal kararsızlığa düşse de önce kralın kızını ve kralı, sonra da iki oğlunu öldürür.
Bu noktada birçok tartışma vardır. Bir rivayete göre Medea’nın çocukları Yunanlılarca öldürülmüş; anaerkil diyarlardan gelmiş Medea’nın gücü, ataerkil yönetimin ve toplumsal yapının hâkim olduğu Yunanistan’da tehlikeli bulunduğundan eserde Medea’nın çocuklarını öldürdüğü kısım Euripides’e para karşılığında sonradan yazdırılmıştır.
Böyle bir toplum yapısında Medea’nın canavar, cadı, cani olarak etiketlendirilmesini ve dışlanmasını sağlamak; çocuklarını öldürdüğü takdirde ziyadesiyle mümkün olacağından bu varsayım akla yatkın.
**
İsveç tiyatrosunun yükselen yıldızı İran asıllı yazar Athena Farrokhzad tarafından kaleme alınan “Medea’ya Göre Ahlak”; Medea miti üzerinden o ahlak/ahlaksızlık sınırlarını çizenlerin, bir ahlak unsuru haline getirdikleri kadın bedenlerinden dünyaya gelmiş olmaları çelişkisini de içinde barındıran ahlakçılığın ikiyüzlülüğünü sahneye koyuyor, kadına ve ahlaka bakış açımızı sorgulatıyor.
Rejisi Yeşim Özsoy’a ait, Medea’yı Şenay Gürler’in, ahlakın vücut bulmuş halini ise Özgür Çoban’ın canlandırdığı oyunda Ahlak’ın seyircinin arasından gelip yine seyircinin arasına karışması da sorgulatıcı ve lezzetli reji dokunuşlarından. Aynı zamanda da cesaret isteyen, acı verici bir yüzleşme fırsatı… Hem kendimizle hem de yaşadığımız toplumla ve ona benzeyen diğer toplumlarla…
Bu fırsatı kaçırmak istemeyenler için Galataperform’un “Medea’ya Göre Ahlak”ı 17 Haziran Cuma günü Baba Sahne’de!
Tiyatro kaşır, iğneler, acıtır ama ayna tutar, öğretir, iyileştirir, büyütür, olgunlaştırır… İzleyin izlettirin derim=)
*Azra Erhat – Mitoloji Sözlüğü
Yorum yazarak Kocaeli Fikir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Fikir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Fikir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Fikir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Fikir Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Fikir Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Fikir Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Fikir Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.